29 Haziran 2009 Pazartesi

Törkiş Boni-Klayt!


Yapımcılar toplandılar kendi aralarında,filmler için konu bulamadıklarından yakınıyorlardı. Bir tanesi uyanık çıktı:''Amerika'yı tekrar keşfetmeye gerek yok.Yapılmış filmleri tekrar Türkiye'ye adapte edelim,başarı kaçınılmaz olur.'' dedi. Herkes kendi aralarında konuşurlarken parmak kaldırdım,rüzgarın nerden estiğini anlamak için ama bana söz verdiler,verilen sözü asla geri çevirmem.''Amerika'yı kimse keşfetmedi,Kolomb ile oraya mavi yolculuk bahanesi ile gitmiştik.Neyse konumuz o değil,bi ara onuda dile getiririm.Amerika da gişe yapmış ve hayran kitleleri edinmiş filmleri tekrar çekmeye ben varım.Hatta bir tane hazır bende...'' Heyecanla beni dinliyorlardı,laptopumu açtım ve herkesin gözüne soktum:'' Faik ve Safiye alın size Turkish Bonnie Clyde...'' Ayağa kalkıp alkışlamaya başladılar,omuzlarda gezdim.Tebrikleri kabul etmek için bir eleman ihtiyacı bile duyuyordum o an. Ve ''Faik ve Safiye'' motor denmek için gün sayıyordu.Konusuda şöyleydi:
''Safiye yaşadığı Jet-Ski faciasının ardından,3 ay terapi görür.Terapiden çıktığı gün kafasına düşen saksının yaprağı artık bardağı taşırmıştır. Kişiliği Agresifus Saldırganus'a dönüşür.Ve sağa sola saldırmaya başlar.Metris cezaevinden tahliye olan Faik ile çay bahçesinde tanışırlar. Künefe çalmaktan 25 sene hapis yatan Faik,ilk gördüğü kadınla evlenmeye yemin etmiştir mahpushanede,sabunu düşürme tehlikesi ile 25 sene yıkanmayan Faik'i zenci sanan Safiye onunla geri dönüşü olmayan bir yola girmişlerdir...''

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder