4 Haziran 2009 Perşembe

Excalibur sırtımdaki Kambur...


Artie,sizin bildiğiniz adıyla Kral Arthur,son zamanlarda kafayı sıyırmıştı...Son derece sıkıntılı bir dönemdeydi,başta andropoz'a bağladım bu durumu.Ardından Chelsea'nin Barcelona'ya yarı finalde elenmesine...Ama hiçbiri değildi. Freud'den öğrendiğim gibi onu kanapeye yatırdım. Çocukluğuna ineceğiz Artie dedim. İnelim çip dedi ve alt kattaki eski çocuk odasına indik.Duvarda Susam Sokağı posterleri,Voltron oyuncakları vardı.Ama o bir köşeye gitti,He-Man posteri önündeydi.Gözlerinden yaş gelmeye başladı.''Ya Artie,saçmalamaya başladın.'' dedim. Ağlamaya başladı:''Sen beni anlamazsın Çip.Hep güzel bir kılıcım olsun istedim.Ama hiç olmadı,olamadı...neden?'' Başını omzuma koydu,onu teselli etmek amacıyla sarıldım,içeriye kızı İsabelle girdiğinde karizma yerle bir oldu. Ne yapıp edelim derken,müteahhit arkadaşlarımla görüş alışverişinde bulundum,bonus'a 6 taksit vardı. Ve kılıç dökme ustası Wextington'a siparişi verdim,inanılmaz bir kılıçtı,dizaynını Cemil İpekçi'ye çizdirmiştim. Sonra onu ormanda bir yere yere sapladım,çevresini betonla kaplattım.Artie'ye süpriz hazırlığı yapıyordum.Atlarımıza bindik,ormanda giderken,kılıcı gömdüğüm yere baktım,gözlerim kamaştı numarası yaptım.Atlarımızla gittik.Kılıcı görünce hızla attan indi:''inanılmaz birşey bu,şahane..ekstraordineri...'' Güldüm,elimi omzuma koydum:''Adı Excalibur olsun...'' dedim. Hemen kılıcın yanına gitti,çekmeye çalıştı,çıkmıyordu.Hırs yaptı,altına kaçıracak gibiydi.Bende el attım,amma gömmüştüm ya. Artie mızmızlanmaya başladı...ardından Notthingham Belediyesini aradım,2 kişilik bir ekip Matkapla gelip betonu parçaladılar.Ve Artur kılıcına kavuştu.



1 yorum: