28 Mayıs 2009 Perşembe

Kardinal Melon ve İstanbul'un Fethi...



1400 lerde inanılmaz derecede ekonomik kriz vardı.Bugünkü krizden bile beterdi. İşsiz kalmıştım gene ve geçinecek bir uğraşım meşgalem yoktu. Kilisede çok tanıdıklarım vardı. Yunanlı dostlarım sağolsun bana bayağı maddi manevi destek oldular. Biri eğilip kulağıma şunu söyledi:'' Kardinal açığı var,olur musun?'' Ne olduğunu bilmiyordum ama olurum dedim. Olduk. Osmanlı İmparatorluğuna yolladılar beni..aylardan Mayıs yıl 1453...Başta çok şeker,bir çocuk vardı.Adı Mehmet idi. Beni makamına kabul etti.Akşam yemek yedik,balıkçığı çok sevdiğini söyledi.hemen bir Saltanat Kayığı ayarladı ertesi sabah balığa çıktık.Akıntıya fazla kapıldık,boğaz gelmiştik.Mehmet boğaza hayranlıkla bakıyordu.''Burası neresi sayın Kardinal Melon?'' Güldüm:''Bana Çip de.'' dedikten sonra buranın adının Konstantinopolis olduğunu söyledim ve devam ettim:'' İsmini bile telaffuz edemiyorum Memo.Ama dehşet bir yer,ileride şuralara köprü yaparsın.Gişeden ne vurursun biliyor musun?'' Mehmet güldü,gözünde burayı sahiplenmek vardı:'' Ya üstüme vazife değil ama ben Osmanlı imparatoru olsam,burayı fethetmek için 1 gün beklemem.'' Mehmet şaşırdı:''Siz olsanız ne yapardınız Çip?'' Güldüm:''Ya biz arkadaşız Memo,bırak siz biz ayaklarını.Neyse bak...Şurada karadan gemileri denize çıkarır,onun karşısında da....'' Bayağı etkilendi. 29 Mayıs'ta Konstantinopolis'i almıştı.Çok sevindim,verdiği resepsiyona gittim.Beni kucakladı:''Ya sen inanılmaz bir adamsın Çip.'' dedi. Duygulandım,omuzlarına bastırdım:''Yolda gelirken hep aklımdaydı,senin adın Fatih Sultan Mehmet olsun...tarih kitaplarında yerini alsın,şık olmaz mı?'' Bana sımsıkı sarıldı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder