8 Haziran 2009 Pazartesi

Siyah İnci topçulukta Birinci...

70 li yıllarda TV yoktu demiştim. Gazete bile fazla okunmuyordu,o zamanlar ülke çalkalanıyordu,siyah inci ileri siyah inci geri.Kaşıkçı Elmasından bile değerli olduğunu söylediler.''My precious'' diyerek yola koyuldum,istikamet Brezilyaydı.Allahın işine bak dedim kendi kendime,inciler hep beyazdı,inci dişli çocuk,inci beyazlığı kelimeleri bu beyazlıktan gelmekteydi.Peki şimdi ne diyeceklerdi.Yorum yapmam için önce şu siyah inciyi görüp,elime almam,incelemem lazımdı. Havaalanında lambadacılar karşıladı beni,ve tarafıma ayrılan limuzin'e atladım.Heyecan doruktaydı.Şöför dikiz aynasından beni izliyor,ardından yola devam ediyordu:''İlk ziyaret mi Mösyö Çip?'' diye sordu sonunda dayanamayıp.Evet paşam,ilk dedim.Güldü.''Bu kadar yolu siyah inci için geldiğinize inanamıyorum.'' dedikten sonra önüne döndü.Ona ne ya? Ben yüzlerce beyaz inciyi dalarak çıkardım,siyahını görmek hakkımdı. Manyak bir trafiğe girdik. Maç olduğunu söyledi. Arabada 45 dakikanın ardından stadın önüne geldik,kapıyı Adriana Limanın annesi açtı.O da bir nevi Limaydı.Elimi sıktı:''Siyah inci sizi bekliyor.'' Bu ilgi alaka deliydi,stad siz deyin 40 bin ben diyim 150 bin kişiydi.Staddan içeri girdim,anne Lima'yı takipteydim.Bir kapının önünde durduk.Buyrun dediler, heyecanla Siyah İnci'yi görmek için içeri girdim.Bir soyunma odası,içeride güneşten yanmış bir çocuk,üzerinde sarı bir forma vardı.Beni görünce ayaklandı.Yanıma geldi ve bana sarıldı:''Aylardır bu anı bekliyordum Sayın Çip.'' Şaşırmıştım,çocuk hala sarılıyordu:''İnci cebinde mi paşam?'' dedim. Güldü. ''Siyah inci benim'' dedi. Etrafta kamera olup olmadığını kontrol ettim,kesin eşek şakasıydı bu. Ama baktım çocuk ciddi.''Adın ne paşam senin?'' Güldü.''Edson Arantes de Nascimento.'' dedi. Ne??? dedim,3 kere daha tekrar etti.En sonunda kızdım:''Böyle isim mi olur oğlum,ileride Üniversite sınavlarına giremezsin.Tek heceli bir ismin olsun senin.''Çocukcağız heyecanlanmıştı''Bende bunu istiyorum Çip.Aklımda Pelerin var.Nasıl olur?'' Güldüm:''O da çok uzun Pele de olsun bitsin.'' Çığlık attı''Peleeeee....evettttt'' Ve ismi Pele olarak kaldı,bende Siyah inci beklerken bu çocukla zaman kaybettim.Sonra ünlü bir topçu olmuş.Sinema filminde bile oynamış,hatta beni aradı önce:''Çip Zafere Kaçış diye bir filmde oynicam.Stallone de var,kaleci.'' Güldüm:''Kaleye Rüştü'yü alırsanız oynarım'' dedim.Kabul görmedi tabi ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder